Hollanda’da İki Yıl

Nasıl bir yerde yasamak istersiniz?

Öncelikler insanların kişiliklerine, şimdiye kadar yaşayıp gördüklerine ama bence en önemlisi adaptasyon kabiliyetlerine göre de değişim gösterebilir.  Ne aradığımızı hep biliyordum ama nerede olduğunu bulmak zaman aldı. Seyahat ederek elbette pek çok şey öğrenip deneyimliyoruz ama doğduğumuz coğrafyanın dışına taşıp bir sure yaşamak farklı bir deneyim. Asıl isteklerimiz, beklentilerimiz bu noktada şekilleniyor.

Hollanda seçeneklerimiz arasında bir ülkeydi ve  tüm beklentilerimizi göz önüne alarak karar verdik … Harika iki yılı dolu dolu, yasadığımız hissederek, hem Hollanda’yı hem diğer Avrupa ülkelerini bol bol seyahat ederek geçirme sansımız oldu. Oğlumuz 2,5 yaşındaydı ve elbette yeni bir ülkede bir düzen kurmak, kanunlarını, kurallarını, kültürünü öğrenmek zaman alacaktı.

Ama  buna değip değmediği önemli çünkü öyle veya böyle bu koşturmaca olduğumuz yerde de devam ediyor. Düzenimi bozamam, güvenli alanımdan  çıkamam gibi katı kurallarımız olmadığı için karar vermek ve alışmak da bizim için zor olmadı. Adaptasyon sağlamak için elimizden geleni yapmaya hazırdık ve insanlarla da bu iletişimi kurabildik.

Hollanda ile ilgili oldukça fazla şey öğrendik ve ileriki yazılarımızda pek çok konu başlığı altında deneyimlerimizi anlatmaya devam edeceğiz çünkü tek bir yazı ile  anlatmaya çalışmak imkansiz. Hollanda’yi bizim icin yasanilir kilan  en önemli şey ciddi bir hayat kalitesi ve yaşam standardı olması. Küçük bir ülke olmasından kaynaklı çok avantajı var (bisikletli hayat, trafik sorunu olmaması, bir şehirden başka bir şehre kolay ulaşım…) Ayrica iyi kurgulanmis is-yasam dengesi sayesinde herkes hobilerine, seyahate, kendisini geliştirmeye vakit ayırabiliyor.

İnsanlar din ve politika konuşmayı sevmiyorlar. Konuyu açan olursa da hoş karşılanmiyor. Bunun yerine hobilerinden, seyahatlerden, değişik mutfak kültürlerinden konuşmayı, farklı insanlar tanımayı seviyorlar. Hollanda’nın bu kadar özgürlükçü bir ülke olmasının temelinde zaten insanlardaki bu hoşgörü var. Herkes birbirinin hayatına saygılı ve hoşgörülü ama bana basta çok ilginç gelen bir şey var. Özellikle Hollanda’nın güney bölgelerinde insanlar birbirlerini izlemeyi çok seviyorlar 🙂 Bu özellikleri bize benziyor ama çaktırmadan da değil baya sizi izlemeyi seviyorlar, ne yaptığınızı ne konuştuğunuzu anlamaya çalışıyorlar. Gençler değil tabi ki yaslılar yapıyor bunu. Bu konu çok ilgimi çekince dutch kültürü ile ilgili bir kitap bulup okudum ve öğrendim ki insanlar için meraklı olmak ve izlemek normalmiş ve hatta evlerinin perdelerini acık bırakırlarmış ki birbirlerinin merakını giderebilsinler. Sonra fark ettim ki yaslılar genellikle böyle yapıyor.  Ama o kadar güvenli bir ülke ki bizim bildigimiz oda kapısı gibi kapıları onların müstakil ev kapıları, asla çelik kapi ,cam balkon görmedim. Çoğunun kapısı cam bizim de öyleydi ilk basta çekindim ama sonra ülkenin ne kadar güvenli olduğunu anladıkça insanların bu rahatlığına hak verdim.

Işte  böyle basit aslında yasadığımız yerin bizim için cennet olup olmadığı… Güvenlik en temel ihtiyaç zaten. Buna huzur, saygı, hoşgörü, yardımlaşma eklenince bir de herkesin yüzünün güldüğünü, herkesin mutlu olduğunu fark edince bu mutluluk elbette sizi de buluyor. Herkesin 3 yaşından 90 yaşına kadar bisiklete binebildiği, trafik olmayan, her yerde büyük devasa parkların, ormanların, çocuklar için kendilerini geliştirebilecekleri oyun parklarının olduğu, tek katli veya iki katli evlerle dolu, en küçük köyünde bile her turlu imkânın olduğu, festivallerin, kutlamaların hiç bitmediği, insanların yasamayı gerçekten bildiği ve sonuna kadar dolu dolu yasadığı  bir ülke  Hollanda. Bu yüzden  ne mutlu ki iki güzel yıl geçirdik ve bir gün tekrar yolumuzun kesismesini diliyoruz.