Hollanda denilince insanların aklına direk Amsterdam gelmektedir. Ancak Hollanda da Amsterdam dışında da çok güzel şehirler bulunuyor. Bu şehirlerin başında Rotterdam geliyor. O yüzden bu yazımızda Rotterdam gezilecek yerler anlatılacak. Kimileri beğenmese de Rotterdam kesinlikle Hollanda’nın şahsına münhasır bir şehri ve ziyaret edilmesi gereken şehirlerinden. Öncelikle tarihi mimarinin yanında modern mimariden de hoşlanıyorsanız ve modern mimarinin en iyi örneklerini görmek istiyorsanız Rotterdam’ı görmelisiniz. Rotterdam Avrupa’nın en büyük limanına ve Dünyada da Shangaiden sonra 2 .büyük limana sahiptir. Rotterdam şehri Naziler tarafından 2. Dünya savaşında tümüyle bombalandığı için maalesef tüm tarihi dokusunu kaybetmiş. Yaklaşık olarak 30,000 bina Nazi bombardımanı sonucu yıkılmıştır. İşte bu nazi bombardımanı şehrin kaderinin tamamen değiştiriyor ve şehir savaştan sonra tamamen yeniden dizayn ediliyor. Hollanda burayı nerdeyse özerk bir şehir ilan ediyor ve mimarların özgürce hareket ettiği bir şehir haline dönüşüyor. O yüzden diğer Hollanda şehirlerinde olan düzen ve mimari kuralcılığı burada bulamazsanız. O yüzden aslında mimari açıdan bir tezatlar şehri diyebiliriz. Aynı zamanda Hollandanın en yüksek binaları da Rotterdam’da bulunuyor.
Rotterdam’a Ulaşım
Amsterdam’a geldiyseniz o yüzden mutlaka 1 gününüzü de buraya ayırmalısınız. Tren yolculuğunun 45 dakika sürmesi sebebiyle aynı gün içerisinde Rotterdam’a gidip gelebilirsiniz. Amsterdam merkez tren istasyonundan 45 dakikalık bir tren yolculuğuyla ulaşabiliyorsunuz. Zaten Rotterdam gezinize tren istasyonundan başlamak çok iyi bir tercih olacaktır. Çünkü Rotterdam tren istasyonu 250 metrelik bumerang tarzı kubbesiyle gerçekten çok etkileyici, zaten Rotterdam tren istasyonu Dünyanın en güzel tren istasyonları arasında gösterilen bir istasyon. 2014 yılında İngiltere Kraliçesi tarafından verilen Uluslararası Brunel Ödülüne layık görüldü. Tren istasyonu günlük 110.000 yolcuyu ağırlıyor ve bu kapasitesiyle Amsterdam Schiphool havaalanıyla yarışmaktadır. Aynı zamanda içinde alışveriş yapabileceğiniz bir sürü dükkan ve aynı zamanda “stations huiskamer” adında çok şirin bir kafe bulunuyor. Bu kafede oturup kitabınızı okuyabilir, kahvenizi yudumlayabilir ve aynı zamanda yemek te yiyebilirsiniz. Dolayısıyla sizlere tavsiyem Rotterdamı gezmeye tren istasyonuyla başlamanızdır.
İstasyondan dışarı adımınız attığınız anda burada yer alan tramway duraklarını hemen fark edeceksiniz. Ayrıca buradan metro da kalkmaktadır. Buradan kalkan metroyla 5-10 dakika içerisinde şehrin önemli noktalara ulaşabilirsiniz. Şehrin kalbi meşhur “Markthal” ve Kubik evlerin de bulunduğu Laurenskwartier bölgesinde atıyor. Bunun için Rotterdam central stationdan kalkan metroyla Beurs durağında inmeniz gerekiyor. Ya da yine hemen tren istasyonun önünden kalkan tranwayla “Blaak” durağına giderseniz şehrin merkezine rahatlıkla ulaşabilirsiniz. “Blaak” durağında indiğinizde sizleri bütün ihtişamıyla Markthal ve kübik evler karşılıyor.
Markthal
Markthal aslında birçok Avrupa şehrinde karşılaşabileceğiniz kapalı Pazar alanlarının çok ihtişamlı bir örneği. Çiçek, böcek ve yemek figürleriyle rengârenk bir çatısının olması Markthalı diğer kapalı Pazarlardan ayıran en önemli özellikler. İçeri girdiğinizde gözünüzü rengârenk duvarlardan alamıyorsunuz açıkçası. İçerisinde dünya mutfağına ait değişik örnekler bulabileceğiniz 100’e yakın yemek standı bulunuyor. Burada Türk mutfağından, hint ve asya mutfağından, İtalyan ve ispanya mutfağından bolca örnekler bulabilirsiniz. Size tavsiyem buradaki Türk restaurantı olan “Ekmekçi”ye uğramanız ve kumpirini denemeniz. Ayrıca içeride peynir alabileceğiniz ya da kahve içebileceğiniz çok güzel mekanlar da bulunuyor. Diğer bir özelliği de çatı katında dairelerin de bulunması.
Burada eski Fenerbahçeli futbolcu olan Van Hooijdonkun da bir dairesi bulunuyor. Buradan çıktığınızdaki meydanda ayrıca sokak pazarı da bulunuyor, yalnız burası sadece cuma günleri kuruluyor. Bu pazarda yoğun bir şekilde Türk satıcılar olduğu için kendinizi bir anda Türkiye’de gibi de hissedebilirsiniz. Bu pazarda çalışan bir Türk aile var ve çok lezzetli gözleme yapıyorlar. Rotterdam kalmayı düşünüyorsanız gene bu bölgede kalmalısınız. Burası şehrin tam kalbi çünkü. Biz burada CitizenM otelinde kaldık ve otel tam da Markthal ve kübik evlerin ortasında yer alıyor. yer olarak daha merkezi bir yer bulamazsınız. Bu otel şimdiye kadar kaldığımız en inovatif otel oldu gerçekten. sırf bu sebepten bile burda kalabilirsiniz. fiyat konusunda da bir çekinceniz olmasın çünkü fiyatı gerçekten ekonomik. Bu otelde her şey otomasyon. Girişte herhangi bir resepsiyon görevlisi bulunmuyor, Check-in kendiniz yapıyorsunuz ve odanızdaki her şeyi bir tablet aracılığıyla yönetiyorsunuz.
Kübik Evler
Markthal karşısında kübik evler yer alıyor. Kübik evler 1970 yılında Hollandalı mimar Piet Blom tarafından inşa edilmiş. Bu evlerle amaçlanan aslında şehrin içinde bir orman ambiyansı oluşturmak. Kubik evler, 45 derecelik eğimiyle ve asymetrik yapısıyla gerçekten alıştığımız mimariden çok farklı bir mimariye sahip. Bu evler 3 katlı, ilk katta mutfak ve bir oda, ikinci katta 2 oda ve banyo en üst katta da gene odalar bulunuyor. Evlerin içi nasıl diye görmek isterseniz de evlerden bir tanesi müzeye çevrildiği için içini gezebiliyorsunuz. Müzenin ücreti 2,5 euro. Ayrıca bu evlerde kalabilirsiniz de çünkü bir kısmı hotel olarak kullanılıyor. Buradaki linkten rezervasyon yapabilirsiniz Stayokay Hostel Rotterdam.
Oudehaven-Eski liman
Kubik evlerin altından yol da geçiyor ve bu sebeple burayı bir yaya köprüsü olarak da kullanabilirsiniz. Buraya Markthalla bakan meydandan giriş yapıp karşıya geçtiğinizde Oude Haven bölgesine geçebilirsiniz. Oude haven eski liman anlamına geliyor ve tarihi 14. Yüzyıla kadar gidiyor. Burayı özel kılan eski dönemlere ait gemi filolarına ve Avrupanın ilk gökdeleni olan Wittehuis manzarasına sahip olması bizim için. Bu güzel manzaralara karşı oturup kahvenizi yudumlamak gerçekten çok büyük bir keyif. Ayrıca, burası şehrin göbeğinde olmasına rağmen insana huzur veren bir ortamı var. o yüzden Rotterdam içinde en sevdiğim bölge burası. Son olarak da burası akşamları gençlerin toplanma ve eğlence merkezi.
Hotel New York
Oude-haven bölgesinden sonra Erasmus köprüsünden yürüyerek Hotel New York’un yer aldığı Kop van Zuid bölgesini ziyaret etmelisiniz. Böylece şehrin simgelerinden birisi olan Erasmus köprüsünü de görmüş olursunuz. Kop van Zuid bölgesine Rotterdamın New york’un bir kopyası olan mahallesi de denilebilir. Gerçekten en yüksek binalar bu mahallede ve burada yürürken kendinizi New York ta zannedebilirsiniz. Bu bölge Erasmus köprüsünün yapımından sonra hızlıca popüler bir bölge olmaya başlamış. Bu bölgeyi önemli kılan unsur Hotel New york. Hotel New York Aslında 1971 yılına kadar Amerika- Hollanda hattı şirketinin merkeziymiş. Bu şirket ise 19.yyda ve 20.yy başlarında bir çok Avrupalı göçmeni Rotterdamdan New York’a taşıyan şirket imiş. Ayrıca bir dönem gene göçmenler bu binayı konaklamak için de kullanmışlar. Günümüzde ise Hotel New York adından da anlaşılacağı üzere hotel olarak kullanılıyor. Burada konaklayabileceğiniz gibi hava güzelse terasında bir şeyle içebilir ya da otelin önünde yer alan şezlonglarda içeceklerinizi önünüzden geçen gemileri izleyerek yudumlayabilirsiniz. Ayrıca Hotel New york’ tan çok sempatik bir köprü (Rijhavenköprüsü) yolu ile karşı adaya geçip fenixfood factory’ e uğrayabilir ve buradaki bir çok farklı mekandan bir şeyler yiyebilirsiniz. Daha önce de dediğim gibi Rotterdamdaki tezatlığı bu mahalede gene yaşıyacaksınız zira Hotel New york’un yanında yer alan 140 metre uzunluğundaki Montevideo binası da modern ve çarpıcı mimarisiyle Hotel New York’ un tam zıttı bir mimariyi yansıtıyor. Aslında bu bölgenin yeni bir hipster bölgesi olacağı belirtiliyor. Çünkü yeni açılan Food haven ile birlikte hızlıca gelişen bir bölge.
Delft
Rotterdama gelmişken başka yapabileceğiniz bir aktivite de Delft’i ziyaret etmek olacaktır. Buraya yaklaşık olarak 12 dakikalık bir tren yolculuğuyla Rotterdam tren istasyonundan varabilirsiniz. Burayı 2 saatte gezebilirsiniz. Eğer meşhur inci küpeli kız tablosunu biliyorsanız sizin için daha çok anlam ifade edecektir. Çünkü bu tablonun ressamı meşhur Johannes Vermeer burada yaşamış ve o yüzden de burada eserlerinin sergilendiği Vermeer Centre bulunmaktadır. Ayrıca burası kanallarıyla küçük bir Amsterdam olarak da ifade edilebilir. Nedendir bilmiyorum ama burdaki kanallar bana Amsterdakilerden daha sempatik ve temiz geldi. Genelde ülkece kanal diyince herkesin aklına direk Amsterdam geliyor ama Hollanda’nın bir çok şehrinde ve kasabalarında kanallar mevcut. Ayrıca buraya geldiğinizde 15.yydan kalma meydanında(MARKT) mutlaka uğrayın. Son olarak da ülkenin en iyi üniversitelerinden birisi olan TU Delft üniversitesi de burada yer alıyor.
Rotterdam kalınacak yerler
Biz Rotterdam’da her geldiğimizde Booking.com üzerinden ayarladığımız için sizlerde bu platformu tavsiye ediyoruz. Rotterdam Kalınacak yerler
Sonuç
Sonuç olarak Rotterdam’ı ziyaret ederseniz herkesinkinden çok daha farklı bir Hollanda deneyimi yaşar, klasik turist yerlerinden farklı yerler görmüş olur ve modern mimariye doyarsınız. Ayrıca Amsterdam Gezilecek Yerler ve Paris Gezilecek Yerler hakkında bilgi almak istiyorsanız Amsterdam ve Paris yazımızı mutlaka okumalısınız. Son önemli bir nokta ise neden Rotterdamda herhangi bir müzeden bahsetmedin diye soruyorsanız Rotterdamın en iyi müzesi olan Boijmans Van Beuningen müzesi 2025 yılına kadar restore edileceği için kapatıldı.