Amsterdam deyince akla ne gelir? sorusuna insanların cevabı genellikle red light, coffeeshop vs. olabiliyor. Ancak Amsterdam’ı bu dar kavramlarla tanımlamak çok büyük bir haksızlık olur. Amsterdam sundukları ile bunlardan çok daha fazlası. 180 farklı ülkeden gelip yerleşen insanlara ev sahipliği yapan şehir tanınan özgürlükler ile evet tam bir hoşgörü cenneti peki ya olağan hayat? Herkes uçlarda yaşamıyor elbette ama her şekilde yaşamak isteyen için gereken ortam mevcut. Amsterdamlılar bu şekilde anılmaktan ve sadece bu amaçlarla gelen turistlerden pek de hoşlanmıyorlar. Bu nedenle periphery denilen tarihi turistik bölgede yaşamayı pek tercih etmiyorlar. Hayat biraz daha dış mahallelere taşıyor. Zaten beyin göçü sebebiyle sürekli artan genç nüfus da sadece merkezle sınırlı kalmayı imkânsız hale getiriyor. Şehir Hilversum, Ljburg, Leylstad hatta Haarlem’e taşmış durumda. Örneğin Haarlem Amsterdam’a yarım saat uzaklıkta başka bir şehir. Ama Amsterdam’da çalışan pek çok insan hem yüksek kira bedelleri hem de turist kalabalığı sebebiyle burada yaşamayı tercih ediyor. Bu küçük Amsterdam modeli şehri başka bir yazımızda daha detaylı anlatacağız.
Bir fikir vermesi açısından Amsterdam nüfusu yaklaşık 1 milyon olarak bilinse de Amsterdam Metropolitan Area denilen alan hesaba katıldığında nüfusun yaklaşık 2,5 milyona ulaştığını da belirtmek lazım. Yılda ortalama 3,5 milyon yabancı turist tarafından ziyaret ediliyor. Bisiklet cenneti Amsterdam’da yaşayan nüfustan daha fazla sayıda bisiklet var. Bisikletlerin günlük ortalama yaptığı toplam kilometre 2 milyon olarak hesaplanmış! Bisiklet sadece bir ulaşım aracı değil bir kültür ve yaşam tarzı tüm Hollanda genelinde. Amsterdam’da da durum aynı ama turist kalabalığı sebebiyle bence Hollanda’da en az bisiklete binilesi yerlerden.
Amsterdam parklarıyla, kültürel hayatıyla, konserlerle, plajlarıyla ve çevresindeki şirin köy ve kasabalarla sakinlerine çok fazla çeşitlilik sunuyor. Amsterdam birçok kişi için eğlence bizim için ise huzur demek. Gerçekten, Amsterdam’ın belirli turistik bölgelerinden çıktığınızda ilk hissedeceğiniz duygu huzur oluyor. Huzuru sağlayan en önemli etmenlerden birisi şehrin yatay planı, bisiklet yolları, tuğlalı tarihi evleri ve yeşil alanlarla çevrili olması. Çok katlı binalar şehrin içinde azınlık durumunda. Binalar birbiriyle uyumlu ve şehrin estetiği büyük ölçüde korunmuş durumda.
Bilinenin aksine Amsterdam Venedik’ten daha fazla kanala sahip olan bir şehir. 400 yıllık bir geçmişe sahip olan kanallar Amsterdam için hayati öneme sahip. Bu kanallar sayesinde şehrin sular altında kalması önleniyor. Ayrıca, Hollanda’nın bugün uygulamış olduğu su yönetimi politikası olmasa ülkenin yarısının sular altında kalacağı hesap ediliyor. Şehrin kanallar bölgesi ‘grachtengordel’ olarak biliniyor ve tam olarak 165 tane kanaldan ve 1681 adet köprüden oluşuyor.
Merkezde 17. ve 18. yy’dan günümüze gelen apartmanlar oldukça dar ve dik merdivenlere sahip. Apartmanların içi o kadar dar ki eşyalar apartmanların çatısında bulunan kancalar ile yukarı çekilerek camlardan taşınıyor. Buna rağmen dışardan gelen turistler Dutch otantik kültürünü yaşamak için bunu göze alıp bu evleri çok talep ediyorlar. Bu sebeple fiyatlar merkezde oldukça yüksek.
Jordaan expat ve yerel karışık nüfusu ile ailelerin de tercih ettiği güzel parklara, kanallara ve kafelere komşu zevkli butik dükkânların olduğu yani çeşitliliğin bol olduğu bir semt. Amsterdammer denilen yerel nüfusun çok tercih ettiği westerpark da bu bölgeye komşu.
De pijp yani bir başka çok bilinen adıyla Latin Quarter bohem havasıyla yine hem turistlerin hem yerellerin buluştuğu başka bir nokta. Albert Cuyp market da bu semtte yer alıyor. Bu açık hava marketinde kıyafetten gıdaya hediyelik eşyaya her şey bulmak mümkün. Gezi rehberinde bu bölgeye daha çok değineceğiz.
Oud Zuid( south) yani merkez güney bölgesi expatların yaşamayı tercih ettiği, uluslararası okulların bulunduğu, yine kafe restoran ve dükkân bol olduğu başka popüler bir bölge. Turistlerin en çok gittiği park olan Vondelpark da burada bulunuyor.
Oost (east) doğu bölgesi etnik çeşitliliğin ve expatların bol olduğu bir başka bölge. Oosterpark da burada bulunuyor.
Oud west (west) batı bölgesi benim en sevdiğim yerlerden. Konaklama rehberinde de tavsiye ettiğimiz bu bölgede güzel oteller, kafeler, restoranlar var ve merkeze çok yakın.
Zeeburg, Noord, Knsm ve Docklands Amsterdam’ın nüfus artışına paralel gelişmekte olan bölgeleri. Buralarda uzak değil dediğimiz gibi insanlar başka şehirlerde bile yaşayıp Amsterdam’da çalışabiliyorlar. Yerleşmek için geliyorsanız bütçeye uyan bu yeni semtlere de bakabilirsiniz.